Orta Asya’da İpek Yolu Üzerinde Antik Çağ’dan Bir Tapınak Gün Yüzüne Çıkarılıyor. Arkeolojik Proje 2
ORTA ASYADA ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ
ÖZBEKİSTAN’DA KARŞİ VAHASI YERKURGAN ŞEHİR HARABESİNDEKİ ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR
Orta Asya’nın en eski ve en büyük merkezlerinden biri olan İpek Yolu üzerindeki Yerkurgan Şehir Harabesi, Özbekistan’nın güneyinde Kaşkaderya Bölgesi Kasan’da Karşi Şehri’nin 10 km. kuzeybatısında yer almaktadır. Şehir harabesindeki arkeolojik çalışmalar 2013 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi ve Türk Tarih Kurumu desteği ile İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Tarihi Anabilim Dalı ve Özbekistan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü ortaklığı ile gerçekleştirilmektedir. Projenin başkanlıklarını İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Tarihi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. İbrahim Çeşmeli ile Özbekistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsünden Dr. Abdisabur Raimkulov yapmaktadır. Projenin restorasyon-konservasyon sorumlusu ise İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Tarihi Anabilim Dalı’ndan Arş. Gör.Dr. Hande Günözü’dür.
Tarihi öneme sahip Yerkurgan Şehir Harabesi, Amu Derya (Ceyhun-Oxus) ve Sir Derya (Seyhun-Jaxartes) nehirleri arasında Maverünnehir’de (Transoxiana) Zerefşan ve Kaşkaderya vadilerini kapsayan Sogdiana Bölgesi içinde ve güneyinde yer almaktaydı. Bölgede Moğollar öncesinde sırasıyla; Akhaimenidler (Persler / M.Ö. 6-4. yüzyıl), Seleukoslar (M.Ö. 4-3. yüzyıl), Yunan-Baktria Krallığı (M.Ö. 3-2. yüzyıl), Kang-çüler (M.Ö. 2-1. Yüzyıl), Kuşanlılar (1-3. yüzyıl), Sasaniler (3-4. Yüzyıl), Kidaritler (4-5. yüzyıl), Eftalitler (Akhunlar/5-6. yüzyıl), Türk Kağanlığı (Göktürkler/6-8. yüzyıl), Emeviler (8. yüzyıl), Abbasiler (8-9. yüzyıl), Samaniler (9-10. yüzyıl) ve Karahanlılar’ın (11-12. yüzyıl) hakimiyetleri görülmüştür. Bölgede Sogd kültürü yanında İran, Helen, Türk, Çin, Hint, Arap kültürleri de etkin rol oynamıştır. İslamiyet öncesinde bölgede başta Zerdüştlük olmak üzere Yunan, Budizm, Hinduizm, Maniheizm, Hıristiyanlık, Tengrizm gibi inançlar da görülmüştür.
Buhara’dan Nesef’e (Nahşeb-Karşi) uzanan İpek Yolu üzerinde konumlanan Yerkurgan Şehri’nin Antik Çağ’daki ismi Xenippa olarak bilinmekteydi. Perslerden önce Demir Çağında M.Ö. 8. yüzyılda şehir hayatına geçilmiş olan Yerkurgan’da hayat erken Orta Çağ’da M.S. 6. yüzyıla kadar devam etmiş ve bu döneme kadar Karşi Vahası’nın merkezi olmuştur. Şehri iç ve dış olmak üzere iki sur çevirmekteydi. Önceleri 34 hektarlık bir alanı (iç sur) kaplayan şehir, sonraları genişleyerek 150 hektarlık bir alanı (dış sur) kaplamıştır. Günümüze ulaşan arkeolojik kalıntılardan anlaşıldığı üzere şehirde kale, saray, tapınaklar, keramik ve metal üretenlerin yerleri, evler, mezar yapısı ve dahma,’sesizlik kulesi’ gibi sivil ve dini mimari yapılar yer almaktaydı.
Özbekistan’nın Guzar Vahası’nda 2005 yılında başlayan ortak arkeolojik projeye ek olarak, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü ve Özbekistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü ortaklığı ile Özbekistan’ın Karşi Vahası Yerkurgan Şehir Harabesi’nde yürütülen ortak arkeolojik projeye 2013 yılının ekim ayında başlanılmıştır. Arkeolojik çalışmalar, şehrin merkezindeki tapınak olduğu düşünülen büyük bir tepelik alanın üst seviyesinde sürdürülmektedir. Yapılan çalışmalar sonucunda yapının yaklaşık dıştan 50 x 50 m. İçten ise 30 x 30 m. kare planlı bir plana sahip olduğu anlaşılmaktadır. Yapı dört ana yöne göre konumlanmıştır. Yapının tek girişi güney cephesinin ortasında yer almaktadır. Yapının içinde kapı ekseninde kuzey orta duvarına yakın bir ateş altarı tespit edilmiştir. Muhtemelen sonradan yapının dış duvarlarının iç yüzeyinin önüne yeni duvarlar eklenmiştir. Yapının duvarları kerpiç ve pahsa ile inşa edilmiştir. Kerpiç ölçüleri değişkenlik göstermektedir. Yapının içinde üst tabakada yapılan çalışmalar da çeşitli tipte seramikler, boncuklar ve taş aletler tespit edilmiştir. Şehrin merkezindeki yapı muhtemelen Araplardan önce bölgede hakim inanç olan Zerdüştlüğe ait ateş tapınağı fonksiyonu göstermekteydi. Kazıda ortaya çıkan eserler Karşi Tarih Müzesi’ne teslim edilmektedir. Önümüzdeki yıllarda da aynı ekiple bölgedeki arkeolojik çalışmaların devam etmesi planlanmaktadır.
Doç. Dr. İbrahim Çeşmeli